Büyük Şair İsmet Özel burada iki kelimeyle o kadar şey anlatıyor ki; toparlanmak ve gitmemek…
Aslında bu iki kavram birbirini tamamlıyor;
Gitmemek için kalmaya karar vermek gerek.
Kalmak için yerleşmek, vazgeçmemek ve kök salmak gerek…
Döngüsel olarak, kök salmak için de toparlanmaya ihtiyaç var.
Ama toparlanmak tek başına olamıyor;
Toparlanmak için sadeleşmek gerek, arınmak gerek, tövbe-i nasuh gerek…
Yüzyılın ikinci çeyreğine girerken, toparlanmak için arınmaya ihtiyacımız var;
Topyekûn arınmaya,
Kurumsal arınmaya,
Bireysel arınmaya…
Olana ve ölene çözüm bulamıyoruz ama kirlenmeye ve dağılmaya çözüm bulabiliriz;
Hızlıca ve en esaslı şekilde kirlerimizden arınmak, dağınıklığımızı toparlamak zorundayız…
Arınmak için muhasebeye, anlamaya ve yüzleşmeye ihtiyacımız var.
İçtenlikle ve esaslı yüzleştikten sonra, geldiğimiz evreyi kavrayıp güçlü toparlanmaya ve ileri doğru yürüme mecburiyetimiz var…
Arındıkça sadeleşeceğiz,
Sadeleştikçe tazeleneceğiz.
İç arınmanın verdiği enerjiyle,
Daha gür bir seda ile yolumuza devam edeceğiz…
Gitmek yok!
Buradayız;
“Toparlanın, gitmiyoruz!”
Arınarak yola devam ediyoruz…
